CEPFORUM : Merak Uyandıran Açıklamalar.....(Çok İlginizi Çekcek)

  1. #241
    Kutlubey isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    Kutlubey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : ABDULLAH
    Üyelik : 13 Haziran 2006
    Mesajlar : 11,484
    Standart Yazdı :
    Sineklerin Tavanda Yürümesi

    Sineklerin duvarlarda, camlarda hatta tavanlarda bas asagi bu kadar rahat hareket etmeleri, yer çekimi yasasina meydan okurmusçasina davranislari hep merak konusu olmus, bilim insanlarinin da dikkatini çekmistir. Bu arada sunu söyleyelim ki, sinek diye küçümsememek gerekir. Dünyamizda bulunan her canli organizmanin dogrudan veya dolayli olarak, kendi tabiati ve eko sistemi içinde, insana bir faydasi vardir.

    Vücutlarinin hacimlerine oranla, sinekler agir sayilmazlar ve onlari yere çeken güç pek önemli degildir. Bu güce karsi gelen de, ayaklarindaki killarin ucunda bulunan vantuzlardir. Bu vantuzlar ayrica yapistirici, yagli bir madde salgilarlar. Sinekler ayaklarindaki bu yüzlerce vantuz ve salgilari sayesinde her türlü yüzeyde gezinebilirler. Ancak yüzeyin yag çözücü, örnegin solvent gibi bir madde ile kaplanmamis olmasi gerekir. Sinekler tavanda yürürken, 6 bacaklarindan ikisi hareketlidir. Diger 4 bacak daima sabit durumdadir.

    Karincalarda ise durum biraz farklidir. Ortalama bir karincanin vücudunun hacmine göre agirligi, sinege nazaran daha fazladir. Hatta toprakta yasayan bazi türleri düz bir zemine bile tirmanamazlar. Evlerimize giren küçük karincalar, çok hafif olduklarindan duvarlarda yürüyebilirler.

    Belki böyle seyler ilginizi çekmiyor olabilir ama, asil merak edilen konu sineklerin tavanda nasil yürüyebildiklerinden çok oraya nasil konduklaridir. Öyle ya, basi yukarida, ayaklari asagida uçan bir sinegin tavana tepetakla konabilmesi için bir yerde takla atmasi, uçus konumunu degistirmesi gerekir, ama nerede, ne zaman ve nasil?

    Uzun süre inanilan teoriye göre, sinekler tam konma aninda, yuvarlanan bir varil gibi yandan yarim dönüs yapiyorlardi. Bu teorinin yanlis oldugu, ancak yüksek süratli, saniyede birçok film çekebilen kameralar sayesinde ortaya çikti ve sineklerin bir sirri daha açikliga kavustu.

    Çekilen filmlerden görüldü ki, sinekler tavana konarken yandan degil, sirklerdeki trapezciler gibi geriye yarim ters takla atmaktadirlar. Tavana yaklasinca, ön ayaklarini baslarinin üzerine çekerek ters dönmekte ve tavana önce ön ayaklari ile dokunmaktadirlar. Sonra sira ile diger ayaklarini da koyarak vücutlarinin tavanda tutunmasini saglamaktadirlar.

  2. #242
    Kutlubey isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    Kutlubey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : ABDULLAH
    Üyelik : 13 Haziran 2006
    Mesajlar : 11,484
    Standart Yazdı :
    Sivrisinekler Niçin Sokar

    Dünyada yaklasik üç bin sivrisinek türü oldugu bilinmektedir. Bunlarin çogu insana saldirmaz. Zaten aksi olsaydi dünyanin her yerinde bulunabilen bu yaratiklar ormanda, dagda, insan bulunmayan yerlerde yasamlarini idame ettiremezlerdi.

    Insanlarin kanlarini emerek yasayan sivrisinek türlerinin yalniz disileri kan emer. Disiler de insanlarin kanlarini kendi yumurtalarini üretebilmek için protein saglayabilmek amaciyla emerler. Birçok cinste disi sivrisinekler en azindan ilk yumurtalarini kana ihtiyaç duymadan üretebilirler, fakat sonraki yumurtalari için kana ihtiyaçlari vardir. Bulabildikleri her canlinin kanini emerler, hatta deniz yüzeyine gelen baliklar bile ellerinden kurtulamaz.

    Erkekler çiçek özleri ile beslenirler. Yumurta üretme gibi bir dertleri olmadigindan insanlari sokmazlar.

    Disi sivrisinekler avlarinin yerlerini duyargalari ve üç çift bacaklarindaki alicilarla bulurlar. Alicilar ile nem, ter ve isi özelliklerini saptarlar. Sivrisinegin duyargalari bir santigradin binde biri kadar sicaklik degisimlerini algilayabilecek kadar hassastir.

    Disi sivrisinekler insanin nefes verirken çikardigi karbondioksit bulutu içinde, ileri geri hareketler yaparak bu bilgileri degerlendirirler, avin yararli olacagina karar verirlerse eyleme geçerler. Bazilarinin 'sivrisinek bana dokunmaz' demelerinin esas nedeni ter ve nefes kokularinin, sivrisinek için cazip ve özendirici olmamasidir.

    Sivrisinek sanildigi gibi içi delik ve sivri uçlu bir boruyu deriye sokarak kani emmez. Sivrisinekte agzin altindaki kesede iki tüp, iki de nester olarak kullandigi testere agizli biçak vardir. Önce biçaklarla deride delik açar, sonra tüplerden biri ile tükürüklerini bu deligin içine akitir.

    Bu tükürük insan kaninin pihtilasmasini önler, böylece ikinci tüpü sokarak, sivi kani size fark ettirmeden kolayca emer. Eger bir dakika içinde hala fark etmediyseniz, deposu kaninizla dolu olarak, kafayi bulmus sekilde derinizden ayrilir.

    Sivrisinekleri tahrik eden sey nefesinizdeki karbondioksit orani ile derinizdeki isi ve nem orani oldugundan, özellikle geceleri sivrisinek hücumlarini geçistirebilmek için, çok sik nefes alisverisi gerektirecek fiziksel hareketler yapmamaniz, teninizi serin ve kuru tutmaniz gerektigini unutmayin.

  3. #243
    Kutlubey isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    Kutlubey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : ABDULLAH
    Üyelik : 13 Haziran 2006
    Mesajlar : 11,484
    Standart Yazdı :
    Süt Neden Beyazdir

    Hayvanlarin yedikleri gidalarin renklerinin, neresinden çikarsa çiksin, çikan seyin rengi ile bir alakasi yoktur. Buna en iyi örnek inektir. Bir inegin en çok yedigi yesil renkli otlardir. Bu otlar inegin dört odali midesinde çözülür ve moleküllere ayrilir, moleküllerin ise renkleri yoktur. Sütün renginin beyaz olmasinin nedeni içinde çözünmüs halde bulunan kalsiyum kasinat (caseinate)tir.

    Peki o zaman diski niçin kahverengi, idrar niçin açik san renktedir? Diskinin kahverengi olmasinin sebebi bagirsaklarda hazmi saglayan sivilar, özellikle de safra suyudur. Safra suyu aslinda yesil renktedir fakat gidalarla karistikça kahverengi renk alir. Bu nedenle diski bazen yesilimsi de olabilir. Çok az da olsa aldigimiz gidalar diskinin rengini etkileyebilir. Örnegin vücudumuz pancara koyu kirmizi rengi veren maddeyi bazen parçalayamaz ve pancar yedikten sonra diski kirmizimsi bir renk alabilir.

    Diskidaki renk, sekil ve kivam degisikliklerinin çogu son zamanlardaki bir beslenme degisikligi ya da geçici bir sindirim bozukluguna dayanir. Ancak eger diski belirgin bir sekilde normalden açik veya koyu renkte is, ya da kanli ise, bu daha ciddi bir durumu gösterir, derhal doktora basvurulmalidir.

    Vücudumuzu terk eden sivi maddelerin, yani idrar ve terin renginin de içilen sivi maddenin rengi ve kimyasal yapisi ile bir alakasi yoktur. Sivi veya kati olsun yemek borusundan içeri girip, sindirim sistemimizi boydan boya geçen gidalar eger metabolizmada iyi parçalanamazlarsa bunun sonucu diskida görülebilir. Ama idrar öyle degildir. Idrar metabolik artiklarin dolasim sistemi ile tasinmasiyla böbreklerde olusur.

    Idrarin normal rengi açik saridir. Bu renkteki degisiklikler muhakkak bir seylerin iyi gitmedigini gösterir. Bu durumda hemen doktora gitmek gerekir. Idrar kahverengi veya kola renginde ise karaciger veya safrakesesi problemi, kirmizi ise enfeksiyon, iltihaplanma veya idrar sisteminde kanama olabilir.

    Ancak fazlalari vücuttan atilan vitaminler veya bazi dogal ve suni gida boyalari da idrarda bunlara benzer renk degisikliklerine neden olabilir. Eger idrarinizin rengi yesil veya mavi ise bu duruma hemen hemen kesinlikle gida boyalari neden olmustur. Endise edilecek bir durum degildir. Boyalar zarar vermeden vücuttan çikar.

  4. #244
    Kutlubey isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    Kutlubey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : ABDULLAH
    Üyelik : 13 Haziran 2006
    Mesajlar : 11,484
    Standart Yazdı :
    Yarasalarin Kan Emmesi

    Çogumuz belki hayatimizda hiç yarasa görmemisizdir. Çünkü yarasalar insanlardan uzaklarda, genellikle magara kovuklarinda yasar ve geceleri zifiri karanlikta ortaya çikarlar. Yarasalar tabiatin harikulade yaratiklarindan biridir. Inanilmaz özelliklere ve örnek bir toplumsal dayanismaya sahiptirler.

    Dünyada 900 degisik yarasa cinsi oldugu biliniyor. Kan ile beslenmeleri insanlarin gözünde onlari vampir ile özdeslestirmis, hep korkulan bir hayvan olmuslardir. Halbuki yarasalarin çogu kan ile beslenmez. Zararli böcekleri yiyerek insanliga faydalari dokunur. Sadece bir yarasa bir saat içinde 300 böcek yiyebilir. Muz, avakodo gibi ticari degeri yüksek agaçlarin çogalmalari için polenlerinin tasinmasinda en önemli rolü yarasalar oynar.

    Simdi gelelim yarasalarin sasirtici özelliklerine. Bir kere yarasa uçabilen tek memeli hayvandir. Dünyada nüfus sayisi olarak da ikinci siradadirlar. Dünyanin en küçük memelisi de bir yarasa türüdür. Ilk olarak Tayland'da kesfedilen bu minik yarasa 2-3 gram agirliginda ve bir yaban arisi büyüklügündedir.

    Yarasalar yönlerini bulmak ve beslenmek için çok yüksek titresimli ses dalgalari yayarlar. Bu ses dalgalarinin frekanslari 20 binin üzerinde, yani ultrasonik olduklari için insanlar bunlari duyamaz. Bu ultrasonik sesler yerdeki avdan yansiyarak yarasaya geri gelir. Isitme sistemi ile bu geri gelen sesi algilayan yarasa avinin bulundugu yeri kesinlikle saptar. Hatta devamli gönderdigi ses dalgalari sayesinde onun hareketini de izleyebilir. Yarasalarin bazilarinin bir çesit sonar olan bu sistemi o kadar gelismistir ki, disilerini arayan erkek kurbagalarin seslerinden büyüklüklerini ve iyi bir av olup olmadiklarini aninda saptayabilirler.

    Yarasalar gece ava çikmak için, ay varsa onun kaybolusunu, yani tam karanligi beklerler. Sicak kanli memeli hayvanlarin kanlari ile beslenen yarasalar genellikle atlari sigirlara tercih ederler. Salgisinda bulunan pihtilasmayi önleyici bir madde 20-30 dakika kanin sürekli akmasini saglar ve beslenme gerçeklesir. Bir kez kanini emdikleri hayvanla karsilasirlarsa digerlerini birakip yine ona saldirirlar.

    Vampir yarasalar arka arkaya iki gece kan içmedikleri takdirde ölürler. Her gece vücut agirliginin en az yarisi kadar kan içmek zorundadirlar. Dogumdan sonra anne, emzirmenin yaninda yavruya takviye olarak, kusarak kan da verir. Bu yetersiz kalirsa bir baskasi yardimci olur. Hatta yetiskin yarasalarin, ölmek üzere olan bir baskasina agizdan kan verip onu kurtardiklari görülmüstür. Toplumsal dayanismanin bu kadar güçlü oldugu az canli toplulugu vardir.

  5. #245
    Kutlubey isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    Kutlubey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : ABDULLAH
    Üyelik : 13 Haziran 2006
    Mesajlar : 11,484
    Standart Yazdı :
    Yumurtanin Sekli

    Eger köseli olsalardi kenarlari dayaniklilik açisindan çok zayif olurdu. Süphesiz böyle bir yumurtayi yumurtlamak da tavuk için bir iskence olurdu. Aslinda dis yüzeyi en dayanakli geometrik sekil küredir ama bu sekildeki bir yumurta da bulundugu yerden yuvarlanip gidince nerede duracagi belli olmaz.

    Hemen hemen tüm kus yumurtalarinin bir tarafi daha yuvarlak diger tarafi da daha incedir. Bu sekil, yumurtalarin yuvada birbirlerine en yakin ve en az hava boslugu birakacak sekilde durmalarini saglar. Böylece hem isi kaybi önlenir hem de yuvadaki yerden en iyi sekilde faydalanilir.

    Yumurta yuvarlanip gittiginde düz gitmez, ince tarafi üstünde dairesel bir yol çizer ve basladigi yere yakin bir noktada durur. Yani bu sekli ile yumurtanin düz bir yüzeyde yuvarlanarak kaybolup gitmesi mümkün degildir. Asil önemlisi bu sekli ile yumurtanin kustan veya tavuktan daha rahat çikmasidir. Genel tahminin aksine yumurtanin yuvarlak yani daha genis tarafi önce çikar. Hem bunu hem de yumurtanin her iki tarafindaki farkli seklini saglayan yumurtanin çikis yolu üzerindeki kaslardir.

    Pek alakasiz gözükse de tavugun içinde yumurtanin olusmaya baslayabilmesi için önce günes isiginin veya yapay bir isigin tavugun gözüne çarpmasi gerekir. Böylece göz yolu ile uyarilan tavugun hipofiz bezi bir hormon salgilar. Bu hormon kan dolasimina girer ve bu yolla yumurtaliga tasinir.

    Hormon burada bulunan binlerce yumurtadan birinin içine girer ve o yumurtanin aniden çok hizli bir sekilde büyümesini saglar. Önce yumurta sarisi meydana gelir ve yumurta, yumurta kanalina geçer, döllenme organlarinda geçirdigi asamalardan sonra 24-25 saatte olusumunu tamamlar.

    Yumurta, yumurta kanalini kesik kesik hareketlerle geçer. Buradaki dairesel kaslardan sirasi ile geçerken, yumurtanin önündeki kas gevsek durumda iken arkasindaki kas kasilir, daralir.

    Yumurta bu kanalin basinda iken küre seklindedir. Ilerlemesi sirasinda arkada kalan dairesel kaslar büzüserek hem yumurtayi ileri iterler hem de bu kismina baski yaparak konik bir sekil almasina sebep olurlar. Çikisa kadar yumurta kabugu da sertlesir ve bu haliyle disari çikar. Yumurtanin seklinin ve kalin kisminin önce çikisinin nedeni de budur. Sürüngenlerde ise bu düzenek yoktur. Onlarin yumurtalari çikista küresel sekildedir.

  6. #246
    Kutlubey isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    Kutlubey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : ABDULLAH
    Üyelik : 13 Haziran 2006
    Mesajlar : 11,484
    Standart Yazdı :
    Örümcek Aginin Özelligi

    Örümcekler günümüz teknolojisinin bile çözemedigi inanilmaz canlilardir. Örümcek aginin çok özel nitelikleri olan saglamlik ve esneklik bugüne kadar taklit edilemedi. Ayni çaptaki bir çelik telden iki kat daha güçlü olan bu doku ne kadar çekilirse çekilsin orijinal durumuna dönecek kadar esnektir.

    Örümcek aglari kendine yüksek hizla çarpan nesneleri yirtilmadan esneyerek frenler. Tekrar gerisin geriye yaylanmadigindan nesne ters yöne firlamaz, yapisir kalir. Örümcek aginin esneme kapasitesi bugün yapay olarak üretilmis en iyi telin neredeyse dört katidir.

    Bu maddeyi yapay olarak elde etmeyi hala basaramayan bilim insanlarinin örümcek çiftligi kurup, örümcekleri sagarak, ipliklerini aldiklarini biliyor muydunuz? Yaklasik 2,5 santimetre boyundaki bu örümceklerden günde hayvan basina 320 metre (yaklasik 3-5 gram) iplik elde ediliyor ve bu iplikler ABD ordusuna kursun geçirmez yelek yapmada kullaniliyor.

    Dünyada 34 bin örümcek cinsi tespit edilmistir. Yani her cins örümcek farkli özellikler tasir. Örümceklerin hepsinde zehir bezleri vardir, ama karadul örümcegi, kahverengi örümcek gibi çok az türü insana zarar verebilir. Dünyanin en büyük örümcegi ise Güney Amerika'nin kuzey kisminda yasayan 'Goliath Trantula' isimli dev örümcektir. Erkeginin bacaginin boyu 25 santimetreyi bulur. Kurbagalari, kertenkeleleri, fareleri ve hatta küçük yilanlari yakalayip yiyecek kadar güçlüdür.

    Örümcekler, diger böceklerden farkli olarak sekiz bacaga ve sekiz göze sahiptirler. Büyüme safhasinda bir bacak kirilirsa yerine yenisi gelebilir. Vücutlari iki parça olup arka kismindaki bezlerden ag üretimi baslar, buradaki çok ince deliklerden sivi ve damlalar halinde verilen ag malzemesi disari çikar çikmaz donar.

    Örümcek aginin her tarafi yapisici degildir. Kurban aga yakalaninca yapiskan kismi bildiklerinden kendileri de aga yakalanmadan onun yanina kadar giderler. Örümcek agini amacina göre farkli sekillerde örer. Agdaki ipliklerin de cinsleri yerlerine göre farklidir. Yumurtalarin sarmalanmasi için ürettigi yumusak iplik onu ayni zamanda bir uçurtma gibi uçurabilir. Agin ana yapisi, dairesel kisimlari, avi yakalayacak kismi için elastikiyetleri ve saglamliklari farkli ipler üretir.

    Örümceklerin birçok türünde erkegine göre 4 - 5 kat büyük olan disinin çiftlestikten sonra erkegini yedigi dogrudur. Ancak bu erkeklerin bir gecelik zevk ugruna katlandiklari bir sonuç degil, kendi nesillerini devam ettirebilmek, kendi evlatlarini ürettirebilmek için kendilerini disiye kurban etmeleridir.

  7. #247
    Kutlubey isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    Kutlubey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : ABDULLAH
    Üyelik : 13 Haziran 2006
    Mesajlar : 11,484
    Standart Yazdı :
    FInIsh.....................

  8. #248
    beyde isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    beyde - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : beyde
    Üyelik : 29 Ağustos 2006
    Mesajlar : 1,402
    Standart Yazdı : --->: Merak Uyandıran Açıklamalar.....(Çok İlginizi Çekcek)
    hepsini okuyamadım birkaçını okudum ama eminim diğerleri de çok ilginç bilgilerdir. teş+rep

  9. #249
    By_Mert_23 isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    By_Mert_23 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : Mert
    Üyelik : 23 Nisan 2006
    Mesajlar : 1,941
    Standart Yazdı : --->: Merak Uyandıran Açıklamalar.....(Çok İlginizi Çekcek)
    saol tesekkurler

  10. #250
    asur_banipal isimli Üyemiz şuan sistemimize bağlı değildir. (Offline) ( Üye )
    asur_banipal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    İsim : SoFi
    Üyelik : 25 Haziran 2006
    Mesajlar : 94
    Standart Yazdı : --->: Merak Uyandıran Açıklamalar.....(Çok İlginizi Çekcek)
    oleyy

    çok güzel paylasım.

13/13 BirinciBirinci ... 3111213

Bu Konu için Etiketler