Kaynak:
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Türk tarihine şöyle genel bir baktığımız zaman binlerce yıllık müthiş ve ibret sahneleriyle dolu olan tarihimizde kurduğumuz bütün devletleri savaş meydanlarında gene biz yıkmış yerine gene yenisini kurmuşuz...Zaten o zamanlarda bile dış düşmanlarımız uyanmış olacak ki kurduğumuz bütün devletlerin ardından uydurmalık bir iki savaş sonra sinsice birbirimize düşmemizi bekliyorlardı..Neyse bunları zaten bilen biliyor anlatmak istediğim bu değil.
Türk’ler devletlerini kurup milletlerini de bu devletin içine dahil ettikten sonra çok kısa bir zaman içersinde barış ortamını sağlamıştır.Ve huzur ortamı sağlandıktan sonra dikkat ederseniz her zaman bir çıban başı çıkmıştır.Bu çıban başlarıda genelde acıyıp ta ülkemize yurdumuza alıp ekmek verdiğimiz azınlıklar, topluluklar olmuştur.Senaryo hep birbirinin aynısı olmuştur,içeri sızın bir şekilde hakimiyet kurmaya başlayın, önemli yerleri çaktırmadan kardeş türküleriyle alın sonra Türk’ler birbirlerine girer nasıl olsa zaten gerisi geliyor.Bütün dünya öğrendi bir biz öğrenemedik bunları gitti.
Peki biz ne yapmışız bu kaosun ortasında?Her zaman yüreğimize,bileğimize o hiçbir zaman bitmek bilmeyen ve bitmeyecek olan vatan aşkımıza güvenerek yangına körükle gitmişiz.Ta ki nereye kadar?Amiyane bir tabirle açıklayacak olursak”son damla taşana kadar!”Bardaktaki son damla taştıktan sonra o kendi içimizde ki bölünmüşlük,parçalanmışlık bir anda yok olup gene “o” her zamanki ihtişamımıza kavuşmuşuz.Dikkat ederseniz ne kadar haklı olduğumu görecekseniz..
Peki neden hiçbir zaman kendi içimizde ki bölünmüşlüğümüzü halletmeye çalışmıyoruz?Neden bu içimizde ki bitmeyen birbirini çekememezlik?Bu sirke neden hep bu kadar keskin?Aslında her birimiz hep aynı şeyleri söyleyip duruyoruz,hep aynı birlik beraberlik mesajlarını iletiyoruz ama iş icraata gelince!hani nerdesiniz kardeşim?Neden kaçtınız..Herkes birbirini bekliyor gelinde bu tarafta birlik olalım diye,ortaya gelen yok....
Hayat bir yarıştır ama galiba biz kendi içimizde yarışmayı bilmiyoruz rekabet etmeyi sevmiyoruz rekabetten kalite doğar ama biz ne yapıyoruz?Rakiple yarışırken eğer rakip bizi geçtiyse bir şekilde ona ulaşıyoruz ama geçip gitmiyoruz ,biz geçmek yerine yaklaştığımız rakibe çelme takıp düşürüyoruz sonra da oturup seyredip gülüyoruz”bak ben sana demedim mi sen beni geçemezsin”diyoruz ama biz bunu derken en arkadan gelen ikimizide geçip gidiyor....
Şu anda ki durum da pek farklı değil aslında ..Türk milliyetçiliğinin yeni açılımlara ve güç birliğine acilen ihtiyacı var.Oysa bugün kendini Türk miliiyetçisi olarak tanımlayan farklı frekasyonlar,kendi dışındakilerini Türk milliyetçisi olarak kabul etmeyerek bu güç birliğinin önüne önemli engeller koyuyorlar.Buda kamuoyunu Türk milliyeçiliğinden soğuttuğu gibi diğer oluşumlarıda olumsuz yönde etkiliyor..
Gün birlik beraberlik zamanıdır madem hiç kimse diğerinin yanına gitmiyor o zaman ortada buluşalım..
.bayrak
Saygılarımla...